18 Aralık 2017 Pazartesi

Sakız Adasında 2 Çocukla 2 Gün


Şu fotoğrafı çekmek, bu yel değirmenlerini görmek için o kadar çok uğraştık ki her ne kadar 2. günün sonu bile olsa yazının en başında yer almayı fazlasıyla hak ediyor bu fotoğraf. :) Genel olarak tıpkı bu fotoğraftaki gibi eğlenceli, neşeli keyifli bir gezi olsa da elbette çocukla hareket etmenin zorluklarıyla da doluydu 2 günümüz ama çok çok iyi yapmışız keşke daha önce başlasaymışım gezmelere...

En başından başlayayım bari anlatmaya

Sadece 2 gün için 2 sırt çantası, 1 minik valiz, kanguru, puset gibi bir sürü yayıntı ile yola çıktık. Çocuk olunca 2 gün için gereğinden çok fazla yedek aldım yanıma ne olur ne olmaz diyerek. Hayalım cumartesi sabah yola çıkarken çocukların uykularının bölünmemesinden yolda uyumaya devam etmelerinden yanaydı ama tabiki öyle olmadı. 6'da yola çıkmayı basardık. 1 saat 15 dakika sonra Çeşme Limanına varmıştık bile Uzay yolun sonuna doğru uyuyunca vardığımızda biraz araba da oyalandık. Karşı tarafta araba kiralayacağımız için canın yükselticisini de kocaman bir poşete atıp yanımıza aldık. Hava gayet güzel, rüzgarsız ama birazcık yağmurluydu. 8 gibi limana giriş yapmak istedik ancak güvenlik görevlileri gelmediği için yaklaşık 20 dakika bekledik. Liman zaten minicik güvenliği geçince hemen pasaport kontrolü onu da geçtik ve her turist gibi kendimizi free shop a attık. Kendime not 1, çocuklarla Free Shop a girme girersen de dolanma, nokta atışı istediği al ve çık. Uzay her yere uzanmaya raflardakileri almaya çalıştı. Canı oyuncak ve çikolata raflarından söküp alamadık. İzmir' de herhangi bir markette maximum 10 ₺'ye bulabileceğim bir çikolataya 19 lira ödedim, ayrıca Can güne çikolata yiyerek başladı. Bu arada free shoptan ouzo almamanızı bu alışverişinizi adada marketten yapmanızı tavsiye ederim. Hem fiyatlar daha uygun hem de daha çok çeşit var.

Sonunda Katamaran'a ulaştık. Bindiğimizde elimizde puseti gören görevliler en öne geçin daha rahat edersiniz dedi ve bizde tabi ki söz dinledik :) Bu arada Sakız'a iki ayrı firma gidiyor. Biri Ertürk Lines katamaran ile gidiyor ve yaklaşık 20 dk sürüyor, diğer gemiye göre biraz daha pahallı. Diğer firma Turyol 50 dakika'da falan geçiyor karşıya Bostanlı Pasaport vapurlarının aynısı. Gidişte de dönüşte de kalkış saati Ertürk'ten daha geç, fiyatı daha uygun. Ben ilk bilet alırken ona alalım rahat yetişiriz falan demiştim. Cücü ise hava durumu belli olmaz kısa sürede geçsin bitsin demişti. Amaan dolacak demiştim ama yine de herhangi bir terslik durumunda Cücü'yü dinlememek için tercihi ona bıraktım. Allah beni onun şerrinden korumuş resmen. Yola çıktıktan 5 dakika sonra katamaran sallanmaya başladı. Ama öyle hafif falan değil baya koltuğa kitleyecek cinsten. Can yanıma oturup sarıldı. Uzay kuzum pusetinde mahsunlaştı anlayamadı. 20 dakikada geçmemiz gerekirken 50 dakikada karşıya geçtik. Kendime not 2 katamanranda bir daha en öne oturma. 

Vardığımızda limanın hemen yakınında sırayla rent acarlar var. N.Kovas Rent a Car'dan 20 euro ya bebek koltuğu dahil bir micra kiraladık.  Yüksek sezon dışı olduğu için ertesi gün 1 -2 saat geç götürmemiz de sorun olmadı. üstelik 2. gün gezerken valiz, yükseltici vs gibi fazla eşyamızı da onlara bıraktık. Hem çok yardımcı hem de çok ilgililer tavsiye ederim.

Arabamızı aldıktan sonra otele gidip giriş yapalım ve eşyaları bırakalım istedik. Daha önce haritalardan otelin yerine baktığımız için aşağı yukarı yeri biliyorduk ama bulma çok kolay olmadı bizim için. www.amoma.com ürerinden Grecian Castle Otel'de bir oda ayırtmıştık.Otele tek kelime ile bayıldım... taş binalardan oluşan deniz kıyısında bir otel çalışanları da oldukça güler yüzlü ve sempatik. Odayı öderken çocuklar için ek yatak çıkmamıştı ee zaten 4 kişi uyumaya alışkınız diye sormadık bile ama odada hem uzay için park yatak hem can için ek yatak hazırlanmıştı. 

ilk gün için Pirgi ve Mesta'yı görmeyi planlamıştık. Pirgi'ye doğru giderken tabiki Cücü bir tabela gördü ve daldı. Sonuç mu tabi ki yolumuzu bulamadık ve Chios tabelalarını takip edip başladığımız yere döndük yaklaşık 1 saat kaybetmiş olabiliriz ama olsun Cancan meşe palamudu ile tanıştı. Ada köyleri genel olarak Çeşme, Seferihisar köylerinin yapısına benziyor ama sokaklar biraz daha dar. Ve yapısı neredeyse hiç bozulmamış. Pirgi ve Mesta'da mola vererek yürüyerek gezdik. Ben Mesta'yı daha çok sevdim. Olimpi, Mesta Port ve Georgias'ı ise araba ile turladık. Dönüşte ertesi gün için meyve atıştırmalık almak için markete uğradık. Sanırım Cücü'nün en sevdiği yer marketler oldu. Zaten normalde de market sever kendisi :) Ouzo'yu burdan marketten aldık. Ve tabi ki bir sürü ıvır zıvır. 

Sakız için yaptığım en büyük hatalardan biri de önceden araştırıp bulduğum restoranların adlarını yanıma almamışım. İnternet bulduğumuz bir arada bakmak aklımıza gelmedi. Oysa ki şöyle küçük bir tavernada ouzo içme hayalim vardı. Ara sokaklarda baya dolaşıp hala bulamayınca sahilde Delfina Restoranda yemeğe karar verdik. Sahibi çok tatlı ilgili bir bey. Çocuklarla rahat etmemiz için elinden geleni yaptı. Oturduğumuzda çocuklar çok acıkmışlardı onu mu yerler bunu mu yerler derken 3 farklı balık söyledik. Hal böyle olunca onları bitirmeye çalışırken doyduk ve deniz mahsülü yiyemedik. Kendime Not 3 yemek için çocukların açlıktan delirmesini bekleme.Yediklerimize gelirsek papalina çok güzeldi. Greek salata fena sayılmazdı ama içindeki feta çok lezzetli değildi. Sardalya ızgara güzeldi ama ben kendisini kızartma severim. Mezgit ise bence çok gereksizdi. Çocuklar ya diğerlerini yemezse bu yumuşak diye söyledim. Ama ne Can ne Uzay ağzına sürmedi. Analarına çekmişler Papalina yediler. Ve günün en güzel saati yediler ve uyudular :) Bizde Cücü'mle 2 kadeh içip keyif yaptık. Sabah çok erken kalkmak bütün gün kmlerce yürümek üzerine uozo ve hesapla bir ikram edilen mastika ile güzel bir uyku uyuduk. Çoook yorucu ama coook keyifliydi.

İkinci gün yazısına buradan ulaşabilirsiniz.



Hiç yorum yok: